Fotoğraf: Sezen Yalçınkaya

Laurence Anyways







           -      Hiç yollamadığım mektuplardan bahsetmeli miyim ?.Bayan “A.Z.”ye.
          -      Ona böyle hitap ederek onu objeleştirdiğini düşünmüyor musun ?
          -      Hayır.Ona bayan “A.Z.” diyorum çünkü her şey onunla başlayıp onunla bitiyor.Bu bir seri numarası  ya da bir barkod değil.Ona yazdım.Hiç yollamadığım mektupları.Çöpe attığım ya da üzerine sifon çektiğim mektuplar.
          -      Denize bırakılan şişeler gibi mi ?
          -      Bir bok okyanusuna bırakılan,belki.Hayır,bu çok daha romantik.Hayal et:bir evsiz,mağaralarda ve lağımlarda yaşayan;mektupları keşfeder.Onları toplar,okur ve hayal etmeye başlar.Belki de bu aşkı kıskanır.Sanırım o dönem bine yakın mektup yazdım.O küçük kulübenin içindeki odayı hala hatırlıyorum.Bunların hepsi “off the record” tabii.Bunun yerine ona bir şarkı yazabilirdim.”Ne Me Quitte Pas*.Türünde bir şey.Belçikalılar yavaş ama basit konuşur.Neredesin ? Ne giyiyorsun ? Ne yapıyorsun ?
          -      Pardon ?
          -   “Neredesin ? Ne giyiyorsun ?”.Bunlar şeydi uyandığımda kendime sorduğum sorulardı.Onu düşünerek.Ve aynı sorularla yatağa giderdim.Bir noktada cevaplara gereksinim duydum.



 * Jacques Brel-1972






http://www.imdb.com/title/tt1650048/


Hiç yorum yok: