Fotoğraf: Sezen Yalçınkaya

Krotki Film O Milosci Filmine Sinematografik Bir Bakış



KROTKI FILM O MILOSCİ(1988)
Yön: KRYSZTOF KIESLOWSKI


Anlatı Yapısı:

Krotki Film o Milosci, senaryosu Krysztof Kieslowski ve Krysztof Piesiewicz tarafından yazılmış, 1988 yılında Krysztof Kieslowski tarafından çekilen Polonya yapımı bir filmdir. Bu film yönetmenin Dekolog serisi için çektiği altıncı filmdir. Tomek adındaki bir gencin karşı apartmanındaki komşusu olan, kendinden yaşça büyük Magda’ya karşı tutkulu aşkı anlatılmaktadır.

1.Sergileme:

Film, son sahneden bir planın kısa bir görüntüsüyle açılır. Bandajlanmış bir bilek ve o bileği tutmak isteyen bir el gösterilir ve bu kareden sonra Tomek’i yatarken görürüz. Bu görüntü, ileriki dakikalarda bize filmin sonuyla ilgili ipucu verir. Tomek bir yerden teleskop çalar ve o teleskopla karşı binada oturan kadını gözetlemeye başlar. Daha sonra kadın bir gün Tomek’in çalıştığı postaneye gelir. Havale için haber geldiğini söyler ama para gelmemiştir. Tomek kadının evini her gün izlemeye devam eder. Tomek kadının evinde olan her şeye tanık olur. Evine gelen erkekleri, kadının onlarla ilişkilerini ve yaptıklarını gözünü kırpmadan izler. Kadının evine gelen erkeklerle sevişmeye başladığını görünce onu engelleyebilecek numaralara başvurur. Sonra bir gün kadını markette iki günde bir gelen sütlerden şikâyetçi olurken görür. Bunun üzerine kadını görebilmek için markete giderek süt dağıtımı yapmak isteğini söyler. Bir gece kadının eve gelip ağladığını görür ve bundan çok etkilenir. Ertesi sabah süt dağıtımına giderken kadının posta kutusuna ikinci bir haber kâğıdı atar. Kadın bunun üzerine postaneye tekrar gelir ve yine paranın gelmediğini duyunca çok sinirlenir. Postane müdürüyle kavga ederek oradan ayrılır. Tomek, kadının peşinden gider ve ona haber kâğıdını onu görebilmek için kendinin attığını söyler. Kadın şaşırır ve uzaklaşır ama Tomek kadının arkasından dün gece ağlıyordun diye seslenince kadın geri gelir ve nasıl bildiğini sorar. Tomek de onu gözetlediğini söyler. Kadın sinirlenir ve onu iter.

2.Çatışma:

Kadın eve gelir ve camdan dikkatlice etrafına bakınır. Yatağını dışarıdan görülebilecek bir konuma getirir ve telefonu eline alarak cam doğru gösterir. Bunun üzerine Tomek kadını arar ve kadın da yatağının yerini onun için değiştirdiğini söyleyerek iyi eğlenceler diler. Daha sonra eve gelen erkekle sevişirken onları karşı apartman izleyen birinin olduğunu söyler. Adam da dışarı çıkarak apartmanın önünde bağırmaya başlar. Tomek de aşağı iner ve adam ona yumruk atar. Ertesi gün Tomek süt dağıtırken kadın kapıyı açar, onu içeri davet eder ama Tomek kabul etmez. Kadın ısrarla onu neden gözetlediğini sorar, Tomek de onu sevdiğini söyler. Kadın ise ondan ne istediğini sorar onunla sevişmek isteyip istemediğini sorar. Tomek ise hiç bir şey istemediğini söyler ve uzaklaşır. Sonra tekrar kadının kapısına gider ve onu dondurma yemeye davet eder. Kadın kabul eder. Filmin ana çatışması gerçek aşkın olduğuna inancını yitirmiş, monoton bir hayatın gidişatına kendini bırakmış Magda ile henüz çok genç olan ve tutkulu bir aşkın peşinde koşarak gerçekçi bir şeyler yaşamak isteyen Tomek arasında oluşturulmaktadır. Tomek, Magda’ya aşkının gerçek olduğunu anlatmaya çalışması ve Magda’nın da böyle bir şey olamayacağını savunması film boyunca ikisi arasındaki çatışmayı sürdürmektedir.

3.Gelişme:

Tomek ve Magda bir kafede buluşurlar. Orada sohbet etmeye başlarlar. Magda, Tomek’e, ona gelen bir adamı hatırlayıp hatırlamadığını sorar. Tomek de hatırlar. Magda, o adamın gittiğini ve bir daha gelmediğini söyler. Tomek de Magda’ya onun gönderdiğini bilmediği, çaldığı mektuplarını verir. Magda bunun üzerine önce sinirlense de sonra sohbete devam eder. Tomek ona Suriye’de Birleşmiş Milletler Gücü’nde olan arkadaşından bahseder ve o arkadaşının annesiyle kaldığını söyler. Kendisinden önce arkadaşının da onu gözetlediğini söyler. Sohbet sırasında Magda, Tomek’in elini tutar ve onu okşamasını söyler. Tomek çok heyecanlanır. Birlikte çıkarlar. Otobüsü gören Magda, otobüsü yakalarlarsa Tomek’in, evine gelebileceğini, kaçırırlarsa gelemeyeceğini söyler. Koşarlar ve otobüsü yakalarlar. Magda’nın evine giderler. Tomek, orada Magda’ya içinde kar taneleri uçuşan bir küre verir. Magda ise kendisinin iyi biri olmadığını ve böyle bir hatırayı ona vermesinin saçma olduğunu söyler. Tomek, önemli olmadığını ve onu sevdiğini söyler. Bu sırada Tomek’in evinde kaldığı arkadaşının annesi Tomek’in odasından teleskopla Magda’nın evine bakar ve evde olup biteni gözetler. Magda Tomek’in eve gelen erkeklerle neler yaptığını izleyip izlemediğini sorar. Tomek, önceleri izlediğini ama artık izlemediğini söyler. Magda, kendisinin neler yaptığını sorar. Tomek de anlatır. Magda, Tomek’e yakınlaşır ve ona dokunmaya başlar. Ondan da kendisine dokunmasını ister. Dokunmaya başlayan Tomek heyecanlanır ve titremeye başlar, daha fazla ileri gidemez. Magda, “Bu kadar kısa demek aşk işte…” diyerek onu aşağılar. Bunun üzerine Tomek, hızla evi terk eder. Bu sahneden sonra Tomek, filmin doruk noktasına yaklaşır.

4.Doruk Noktası:

Tomek, eve gider. Magda, Tomek’in camdan tekrar onu gözetleyeceğini düşündüğünden onun dikkatini çekmeye çalışır. Küçük bir dürbünle onun odasına bakar. Telefonu göstererek aramasını bekler. Bir kâğıda yazı yazarak camdan gösterir ancak Tomek’den hiçbir tepki gelmez. Tomek, banyoda bir kaba su doldurur. Jiletleri çıkarır ve bileklerini keserek ellerini o kaba sokar. Kap kan içinde kalır ve Tomek bayılır. Filmin bu noktasında doruk noktasına ulaşılır.

5.Sonuç:

Magda pencereden dışarı bakarken Tomek’in yanında kaldığı kadını görür ve endişelenerek evine gider. Kadın, ona Tomek’in odasını gösterir, kendisine aşık olduğunu ve hastanede olduğunu söyler. Magda onu görmek istediğini söyleyince, kadın yanına gitmemesini söyler. Magda, Tomek’in ismini kadından öğrenir. Eve gider ve endişeleri artar. Ertesi gün meraklanıp Tomek’in çalıştığı postaneye gider. Oradaki bir postacıdan Tomek’in bileklerini kestiğini öğrenir. Bir gece Magda’nın telefonu çalar. Ses gelmeyince Tomek’in aradığını zanneder. Onu çok merak ettiğini söyler. Ama onun olmadığını anlayınca yine umutsuzluğa kapılır. Sabah olduğunda kadının Tomek’in yerine süt dağıttığını duyar ve kapıyı açar, Tomek’i sorar ama kadın dönmesine rağmen dönmediğini söyler. Magda’nın umutsuzluğu iyice artar. Her gün camdan dürbünle Tomek’in odasına bakar. Bir akşam Tomek’in geldiğini görür ve hemen evine gider. Odasına girer. Tomek’in uyuduğunu görür. Yanına yaklaşır ve Tomek’in bileğini tutmak için uzanır. Kadın Magda’nın elini tutarak buna izin vermez. Bu, filmin en başında gördüğümüz karedir. Daha sonra Magda, Tomek’in teleskopundan kendi evine bakar. Evde kendisini, Tomek’in onu ağladığı gece gördüğü gibi görür. Ancak bu sefer Magda ağlarken omzuna bir el dokunur ve bu elin sahibi Tomek’tir. Magda bunu gördükten sonra tebessüm eder ve gözlerini kapatır. Film burada son bulur.

6.Ana Karakterler:

Filmin ana karakterleri Tomek ve Magda’dır. Tomek, 19 yaşında postanede çalışan bir memurdur. Postane ve ev arasında sıradan bir yaşantıya sahip gibi görünse de, üzerinden atamadığı takıntılı ruh hali onun hayatını yönlendiren bir role bürünür. Karşı apartmanda oturan Magda’ya duyduğu tutku dolu aşk onun yaşamında büyük bir yer kaplamaya başlar. Sürekli teleskopla onu izler ve onun hayatıyla ilgili her şeyi takip eder. Bu durum onun yalnız ve içe kapanık bir genç oluşunda büyük bir etkiye sahiptir. Sosyal hayatı yok denecek kadar azdır. Arkadaş çevresi ise yoktur. Postanede çalıştığı vakitlerde bile Magda’yı görebilmek için yaptıkları onun ne kadar bağımlı bir hale geldiğini gösterir. Evdeki yaşantısında ise Suriye’deki arkadaşının annesinden başka kimse yoktur. Bu kadınla olan ilişkisi sınırlı düzeydedir. Hayatında en büyük yeri, Magda ile arasında köprü vazifesine gören ve bu bağı devamlı kılan tek araç olan teleskopu kaplamaktadır.
Filmin bir diğer ana karakteri Magda’dır . Magda, otuzlu yaşların ortalarında güzel ve bakımlı bir kadındır. Magda, ressamdır. Magda’nın evine sürekli gelip giden farklı erkekler vardır. Bu kişilerle ilişkileri seksten öteye gitmeyen Magda, aşk denen bir şeyin varlığına olan inancını yitirmiştir. Aşkın sadece seks için uydurulmuş bir kılıf olduğunu ve gerçekten hissederek bunu kimsenin yaşayamayacağını düşünür. Bu yüzden Magda ilişkilerini bencilce yaşar ve kimseye karşı aşk ve sevgi duyamaz. Tomek ile karşılaşmasında da aşka bu yönden bakıyor olması onun Tomek’i anlamasını zorlaştırır ve aralarındaki mesafeyi arttırır.

7.Yan Karakterler:

Filmdeki en önemli yan karakter Tomek’in yanında kaldığı arkadaşının annesidir. Bu kadın, Tomek’in hayatının en yakın tanığıdır. Yaşlı olduğu için sakin ve durağan bir yaşam sürdür. Çoğunlukla evdedir ve oğlundan gelen bir mektupla bile mutlu olabilmektedir. Oğlu uzaktadır ve Tomek’i oğlu yerine koyduğu için ona çok değer verir. Bu nedenle Tomek’in Magda yüzünden düştüğü duruma çok üzülür. Magda’nın Tomek’ten uzak durmasını ister. Ona aşık olduğu için yanlış bir seçim yaptığını düşünür. Tomek hastanedeyken Magda ile girdiği diyaloglarda bunu açıkça gösterir.

8.Tema:

Filmin ana teması; günümüzde çıkar dolu ilişkiler yüzünden beklentilerin sürekli cinselliğin etrafında gelişmesi ve bencilliğin bu ilişkilerde ön planda olması, gerçek aşkı ve sevgiyi çıkarsız ve beklentisiz yaşayan insanların varlığının yok sayılmasına neden olmasıdır. İlişkilerinde hep bu yönde olumsuzlukları barındıran insanların, salt sevgi duyan insanları anlayamaması ve onları bu yüzden küçük görmesi de temada işlenmektedir. Filmin yan teması da; insanların bir şeyleri kaybettikten sonra değerini anlasalar da aslında kaybedilenlerin kendi görmek istediklerinden başka bir şey olmadığıdır. Filmin sonunda Magda’nın yaşadığı da budur. Tomek’in gözünden kendini görür; onun yanında olduğunu görünce kendini iyi hisseder ve aslında bunu kendisinin de istediğini anlar.

Sinematografi
1.Kamera Hareketleri


Filmde çoğunluklu olarak çevrinme ve kaydırma hareketleri görülür. Filmin açılış sahnesinden itibaren karakterlerin hareketine bağlı olarak takibe dayalı çevrinme ya da kaydırma hareketleri kullanılmıştır. Bunların dışında kamerada fazla hareket görülmez durağanlık söz konusudur. Kieslowski, Tomek’in Magda’yı gözetlediği sahnelerde optik kaydırma hareketine başvurmuştur. Tomek’in gözünden Magda’nın evini izleyicilere gösterebilmek için onun teleskopla yaptığı tüm hareketi kamera da yapar. Teleskop kullanmadan eve baktığı sahnelerde ev uzaktan çekilirken, teleskopa gözünü dayadığında kamera zoom-in hareketiyle eve yaklaşır ve Magda’yı evin içinde daha yakından görürüz. Ayrıca Magda evin içinde dolaşırken kamera onu sağa ve sola çevrinme hareketleriyle takip eder. Bu takip hareketlerine bağlı olarak, kameranın kombine hareketleri de mevcuttur. Örneğin bir karakter sağa doğru yürürken eğildiğinde, kamera da sağa çevrinme ve aşağı kaydırma yapar. Böylece karakterlerin hareketlerinin izleyicilere tümüyle gösterilmesinin amaçlandığını anlarız. Filmde göze çarpan en hareketli sahne, Tomek’in Magda’ya dondurma yemeyi teklif ettikten sonra Magda’nın kabul etmesi üzerine süt arabasıyla sokakta hızla döndüğü sahnedir. Burada kamera ark hareketiyle kendi etrafında dönmektedir ve Tomek’i takip etmektedir. Yönetmen, Tomek’in sevincini bu yolla seyirciye göstermiştir. Tomek ve Magda’nın kafedeki karşılıklı konuşmalarında kamera genelde durağan iken konuşmanın etkilerine göre kaydırma hareketleri de vardır. Yapılan kaydırma hareketleri konuşma sırasında karakterlerin ifadeleri daha yakından göstermeyi sağlar. Bazı sahnelerde karakterleri ne yaptığını izleyiciye hemen göstermek yerine, karakterlerin arkalarından önlerine doğru yapılan kaydırma hareketleriyle kamera hareketinin son bulduğu noktada göstermek tercih edilmiştir.

2.Çekim Ölçekleri:

Kieslowski, filmde daha çok göğüs çekim, omuz çekim, baş çekim ve ayrıntı çekim gibi yakın ölçeklere yer vermiştir. Bunun sebebi karakterlerin hissettikleri dış dünyadan ayrı tutarak bire bir izleyiciye göstermek istemesidir. Özellikle Tomek’in sahnelerinde baş çekim ve omuz çekim çok fazla kullanılmıştır. Onun aşkını ve tutkusunu bakışlarındaki hüznü ve yalnızlığını kanıtlamak için kamerayı yakın tutmayı tercih etmiştir. Magda’nın evinin gözetlendiği sahnelerde kamera genel çekimden boy çekime doğru yaklaşarak Tomek’in gözünden Magda’yı gösterir. Bazı durumlarda Magda’nın hareketlerine dikkat çekmek için ölçek daha da küçülür ve diz ve bel çekime kadar düşer. Tomek’in evinde kaldığı kadınla ilişkisi diz ve boy çekim gibi orta ölçeklerle gösterilir. Tomek’in kendinle ve teleskopuyla baş başa kaldığı anların dışındaki zamanlarda yani kalabalıkta ve postanedeki yaşantısında dış dünyaya daha yakın durduğu zamanlar gösterildiğinden diz ve boy gibi genel çekimler kullanılmıştır. Tomek ve Magda’nın konuşmalarında omuz ve baş çekimlere yer verilmiştir. Böylece karakterlerin duygu geçişleri yakından izleyicileri de etkiler.

3.Mizansen
3.1.Çerçeveleme


Yönetmen, filmde çerçeveye çok fazla nesnenin girmesine izin vermez. Bunun nedenini duygu yoğunluklarının fazla olduğu bir film olmasına bağlayabiliriz. Yakın çerçeveler kullanıldığı için kişilerin bakışları ve mimikleri çerçevenin önemli noktalarını oluşturur. Tomek ve teleskop ikilisinin çerçeveye yerleştirilme şekilleri anlatılmak istenilene göre değişiklik gösterir. Bazı sahnelerde teleskopun işlevsel konumu ön planda olduğundan Tomek’in önüne geçer ve biz Tomek’i teleskop ardındaki bir kişi olarak görürüz. Ancak bazı sahnelerde de teleskopla gördüklerinin etkisini Tomek’in yüzünde yansıtabilmek adına Tomek’in yüzü ve bakışları çerçevede ön plana çıkar. Tomek ve Magda’nın apartmandaki konuşma sahnesinde çerçevede ikisini de arkadan ve karanlık görürüz, bu çerçevelemede aralarındaki konuşmanın gergin etkisi aktarılmıştır. Ön planda tutulmak istenen objeye bağlı olarak yapılan netlik değişimleri de çerçevelemedeki belirgin öğelerdendir. Bir sahnede ilk olarak önde duran bir nesne veya kişiyi net görürken hızlı bir şekilde arkadaki netsiz bölgeye yapılan netleme geçişleri dikkati o yöne çekmeyi başarır. Özellikle ikilinin kafede konuştuğu sahnede önce dikkatimizi çekmeyen ve net gösterilmeyen arka masada oturan çift, konuşma sırasında Magda’nın onları Tomek’e örnek göstermesiyle bir anda netlenir ve çiftin el ele olduğunu anlarız. Bu tür geçişler i Tomek’in teleskopla gözetleme sahnelerinde de görürüz. Kieslowski, Tomek’in kendine zarar verdiği sahnelerde; makasla elini kestiği ve bileklerini kestiği sahnelerde, kesme kısmını çerçeve içine sokmaz bunu Tomek’in yüzüyle anlatmayı tercih eder ancak sonrasında kan göstermekten çekinmez. Makasla elini kestiği sahnede Tomek kanayan parmağını emer ve bunu çerçevede kullanır. Bileklerini kestiğinde de önce Tomek’in acı çektiği yüzüyle gösterilir sonrasında ise elleri su dolu bir kapta beklerken bir anda su kırmızıya döner. Böyle bir çerçeve sunmasının nedeni izleyiciyi çok fazla rahatsız etmeden Tomek’in çaresiz kalışını göstermek istemesidir. Filmde kamera açılandırması genellikle göz düzeyinde yapılmıştır. Bunun dışında camdan aşağı ya da yukarı bakılan planlarda kamera üst ya da alt açı yaparak çerçevelendirme yapılmıştır. Bu da gerçekçiliği arttırmak ve öznel bakışı sunmak için kullanılmıştır.

3.2.Aydınlatma:

Film, genelinde karanlık ve kasvet ön planda olduğundan aydınlatmada yoğunluk ve parlıklık yoktur. İç mekânda geçen sahnelerin çoğunluğu akşamdır. Tomek odasında yalnızca masa lambasını kullanır bu nedenle Tomek’in yüzünde gölgeler vardır. Yönetmenin Tomek’i bu kadar karanlık göstermesinin nedeni onun yalnız ve hüzünlü anlarını aktarmak istemesidir. Magda’nın evi ise Tomek’e göre daha aydınlıktır ancak yine de çok parlak değildir. Kırmızıların ağırlıklı olduğu evde renklerin canlılığı dikkat çeker. Tomek ve Magda’nın apartmanda konuştuğu sahnede suliet aydınlatma kullanılmıştır. Pencereden gelen ışık karakterlerin karanlıkta kalmasını sağlayarak, diyalogu ön plana çıkarmıştır. Karakterler yakın çekimle gösterilirken yüzlerinin bir kısmı gölgede kalacak şekilde aydınlatma yapılmıştır. Buna tüm karakterlerin yüzünde rastlarız. Karakterlerin tam olarak aydınlıkta olduğu görüntüler, gündüz sahnelerindeki dış çekimlerde vardır.

3.3. Dekor ve Kostüm:

Film çoğunlukla iki apartman arasında geçmektedir. Tomek’in odası ve Magda’nın evi belirgin mekânlardır. Tomek’in odası sade döşenmiştir. Magda’nın evinde de onun kişiliğini yansıtan nesnelere yer verilmiştir. Duvarlarında ressam olduğu için yaptığı resimler asılıdır. Cinsellik arzusunu simgeleyen kırmızı bir yatak kullanılmıştır. Tomek’in yalın hayatını yansıtan yalın döşenmiş bir ev kullanılırken, Magda’nın özgür ve asi yaşantısını yansıtan daha karmaşık ve renkli döşenmiş bir ev kullanılmıştır. Tomek’in giysileri de evinde barınan yalınlığı yansıtır. Günlük kıyafetler giyer ancak Magda ile randevusuna giderken onu takım elbise içinde görürüz. Magda da kadınlığını ön planda tutan giysiler tercih edilmiştir. Topuklu ayakkabılar ve dekolte elbiseler onun kişiliğini yansıtan parçalar olarak gösterilir.

4.Kurgu:

Kieslowski, filmde kurgunun konunun üstüne çıkmasını istemediğinden sadeliğe başvurmuştur. Ani kesmelere ve hızlı geçişlere rastlanmaz. Genelde uzun planlar söz konusudur. Basit bir ifade biçimi olan kesme kurguya yer verir. Bunu da gerçekçi anlatımdan uzaklaşmamak için tercih etmiştir. Olayların sıralaması hikâyenin akışını bozmayacak şekilde arka arkaya getirilmiştir. Yalnızca başlangıç sahnesinde son sahneden bir görüntünün kullanılması dikkat çeker. Bu da sondan başlayan bir hikâye olarak görülmesine neden olur. Ancak izleyici bunu sonunda anlayabilir. Tomek’in Magda’yı gözetlediği sahnelerde Magda sevişmeye başladığı anda görüntü aniden kesilerek Tomek’in teleskopu bıraktığı sahneye geçilir. Böylece Tomek’in olanları görmek istemediği sert bir geçişle seyirciye aktarılır. Filmin sonunda Magda’nın kendini görmesi ve yüzündeki ifadenin kameranın iyice yaklaştırılarak gösterilmesinden sonra kararma yapılır ve film biter.

5.Ses:

Krotki Film o Milosci, konuşmaların çok fazla yoğun olduğu bir film olmamasına rağmen diyaloglarda seçilen cümleler, tüm karakterlerin içinden geçen duyguları izleyiciye kolaylıkla anlatmayı başarır. Tomek’in tutkulu aşkını ve Magda’nın aşkı umursamaz saplantılı ilişkili görüşü; apartmanda geçen konuşmalarında tam anlamıyla özetlenir. Magda, Tomek’e kendisinden ne istediğini sorar, onu öpmek mi yatmak mı yoksa geziye gitmek mi istediğini sorar. Tomek bunlara hayır diye cevap verir. Magda anlayamaz ve tekrar ne istediğini sorar, Tomek ise hiç bir şey diye yanıt verir. Bu onun ne kadar çıkarsız ve beklentisiz bir aşk duyduğunu anlatır. Ayrıca; Magda’nın evinde Magda “Ben iyi biri değilim.” sözlerinin üstüne Tomek, “Mühim değil, ben seni seviyorum.” diyerek karşılık verir. Filmde kullanılan karmaşık sesler yoktur. Ortam seslerini ve sessizliğin sesini filmde hakim olan sesler olarak görebiliriz. Film boyunca tek bir melodi kullanılmıştır. Zbigniew Preisner’in klasik müziğinden bir parça sözsüz olarak filme birçok yerde eşlik eder. Bu filmin hüzünlü havasını ayakta tutan bir öğedir.


SiyahEvren


Hiç yorum yok: