Fotoğraf: Sezen Yalçınkaya

öylesine

yitik bir aşkın
küllerinden doğmaz yeni bir aşk
nasıl ki
bir yeldeğirmeni mutluluk yaratamıyorsa kendi başına
kaç kurtar kendini
girdabımdan nasıl kaçtıysan
sonunda cennet mi var
yok mu hiç bir şey
düşünmeden,
işte aynen öyle kaç şimdi de
ikimiz de zıpladık ama aynı yüksekliğe erişemedik
ben daha yüksekteydim
çünkü daha hafiftim,
ellerimden bulutlar tuttu
çünkü daha içtendim
ve
bu sayede
senin göremediğin
tüm
o
eşsiz
renkleri
gördüm.
ve
bulutlar
algılarına tıkadığın pamuklar
gibi
yumuşak
ve öylesine
ve çok da umrumdaydılar.

marla


Hiç yorum yok: