Fotoğraf: Sezen Yalçınkaya

lepistes

odamda asılıydı ilk hecesi her şeyin…hiçliğe en yakın bir herşeylikte…öylece baktım ilk…onunla ne yapacağımı düşünmedim..düşünmemek için çok nedenim vardı…odamın en güzel yerine astığım bir her şey vardı karşımda..ve ben şaşırınca daha da büyüyen gözlerimle bakakaldım ona…zaman kendi yanılsamasındaydı…bilmem bir zamanın bir yerindeydi..bilmem bir zamanın bilmem bir yerindeydim…balıklarım açtı onu biliyordum bir tek ..bu gece de birşeyler vermezsem öleceklerinden kuşkuluydum…zamanı unutuğumu söylemiştim…ama sanırım bunu hatırlıyorum…balık hafızam olsa keşke en büyüğünden…kısa bir an kısa bir şimşek çarpması gibi gelse…herşeyi hatırlamak ve de aynı hızda herşeyi unutmak güzel bir his olurdu gibime geliyor…

elinin yankısına susamış esrik bir rüzgarın çirkince yüzüne vurduğu gizli iç ses gibi…ah yine unutuluş…ah ellerim nerede…zamansızlık tekinsizliği doğuruyordu içimde bir tek bunu biliyordum..bundan ayrı hiçbir şeyi bilmiyordum…odamın en güzel yerine astığım herşey bile sırf bu yüzden anlamsızlaşıyordu…bir tek onu hatırlamak hoşuma gitmiyordu…ne yapacağını bilemez bir halde duvarda duruşunu sevmedim..bu yüzden geceleri görmek istemiyordum…uyandığımda da yüzümü çevirmek için güneşin odama sunduğu ışık demetlerinden yararlanıyordum..böylece günler geçti...lepisteslerim öldü bir gece…bir şey hissetmedim…bir şey içimde eski bir hüznü çağrıştırdı sadece…buna hissetmek denilmeyeceğinden ya da ben en azından böyle düşündüğümden bir şey hissetmediğimi sandım..ansızlıktı hepsi...tüm bunlar bir yanılsamaydı ne bu oda vardı ne de ölü lepistesler…uzun bir süre öylece baktım akvaryuma…ölü lepisteslerin nasıl da ters döndüklerini izledim…balıklar neden ölünce ters dönerler diye çok düşündüm ..araştırmak istedim ..çıkayım bu lanet odadan da dışarıda ilk karşıma çıkan insana sorayım dedim…ama çok sürmedi bu heyecanım…kıçımın dibinde otlar bitmek üzereydi…içinden yeni yeni lepistesler çıkar umuduyla bekledim.. gerçekten buna inandım … ölü lepistesler odamın içinde…ölü lepisteslerimin odamın içinde

zaman kendi yanılsamasındaydı bu yüzden tüm saatleri yok ettim ve işte yine bu yüzden tüm saatli maarif takvimlerine düşman kesildim…

…algı sınırlarımı zorlayan bir zamandan sadece her şeyi alabildim…hiçbir şeye yakın bir herşeyi…



Murat UYANIK

Hiç yorum yok: