Fotoğraf: Sezen Yalçınkaya

guguk kuşu

tıpkı bir dipnot gibi göl orda öyle
bilgi diye bir monolog tek başınaa ayakkkabımın üstüne konuşuyor
sırtımı camiye dayayıp uyumak istiyormuyum diye kontrol ediyorum
istiyorum
burası ipince mantığıyla bir gnostik diye yanılıyorum tekrar
cebimde param eski y8unanın çıkacak mı peki
sabaha karşılar kadar sessiz öksüz ve sovyet ülkeleri kadar
ben birazdan gidince güneş bütün morfolojinin dudağını değiştirecek
sırtımı caminin duvarına dayayıp uyumak istiyoreum
bilgi diye bir monolog tek başına dilimde konuşuyor
çabuk değişiyor ve onun ağac ıssızlığını yerinde bulamıyorum bende
göl bütün kronolojisi tembelliğin
başka birşey söylemiyorum
monoton coğrafya bil latin amerika senin değil

bu hafıza kartlarına göre ne kadar da incitici bir hafızan var

yağmur nerden bilecek halklar nerden bişlecek ama herşey senin bildiğin gibi
alo alo seninle kouştuğumu anlayacağım
en olanaksız bir zamir sandım
en olanaksız şekilde baktım duydum
yanlış bir tipiyi estiriyor lakin en doğrusu bu

sırtımda guguk kuşu bütün nesnelerin yerine yalnız ve dilini yutmuş

şimdi hiçbir dilbilimci bulamaz ve anlamaz dilimi diyorum
bir çizgi belirliyor haytımı ikonoklast çizmiş
bunu dilim bilmiyor
oysa herşey senin bildiğin gibi a canım


Evrensuhte

Hiç yorum yok: