Fotoğraf: Sezen Yalçınkaya

Sertleşmeler

hep aynı şeylerden mi bahsedersin dedi
neden hep böylesin
neden mutlu olmayı denemiyorsun
neden neden neden
1500 kez neden demişti
,ve ben 6. da bezmiştim

sigaramı yaktım,
sessizce üfledim dumanı
gökyüzüne
filtresiz sigara adamın ağzına sıçıyordu
oturdum ve gerindim
sırtımı geriye yasladım
bana bakıyordu
telaşla
telaşsızdım
heyecanlıydı
heyecansızdım
yaşıyordu
ölüydüm
noluyor dedi,
1500 kez de noluyor deme lütfen dedim
gülümsedi
gülümsemedi

hep dedim aynı şeylerden bahsederim
ve gitmem lazım dedim
bi yerlere
artık kalmak için nedenim kalmadı
kaçmam lazım dedim
nereye dedi
nereye gitmek istiyorsun
nereye
dur, dedim
bunu da binlerce kez söyleme
bilmiyorum
sadece bir yer
nefes almam gerekir
yalnız yaşıyorsun, dedi
bunu avantaja çevir
herkes bunu ister
işe yaramıyor dedim
bi anlamı yok
kalabalık yaşamanın veya yalnız olmanın
eğer her gecen duvarların içinde korkarak
ama sokaklarda daha cesur geçiyorsa,
niye dedi
niye niye niye
sus dedim
kapa çeneni

tuvalete gittim
39 saniye işedim
ya da bana öyle geldi
ve zaman önemsizdi
işediğin zaman
zaman önemsizdi
saatin olmadığında
zaman önemsizdi
yapacak bir şey olmadığında
bunları anlıyor musun, dedim
hayır, dedi
senden daha iyiyim
gücüm var çünkü
hayır, dedim
daha iyi değilsin
daha mutlak doğruların var sadece
ve bu doğrular işleri senin için biraz somutlaştırıyor
hepsi bu,
ee dedi,
bu iyi değil mi

durdum,
konuşmadan
haklıydı
daha iyidi,
gerindim,
taklamakan çölündeki bir bedeviydim
filtresiz pall mall'ı yaktım
gerindim biraz daha
göğsüm ileri çıktı
ve göbeğim
göbek yapmışsın dedi,
senin için bebeğim dedim,
hepsi senin için
güldü,
deli dedi
deli, dedim
sevdim

ve evet
sevdim, dedim
sevdim
ve kalktım yataktan
etrafıma baktım
telefona baktım
bir şey yok yoktu
etrafıma baktım
telefona baktım
etrafıma baktım
pall mall gülümsüyordu
duvara baktım
götümü döndüm
dizlerim büküldü
telefon kırıldı ve
hiçbir şey yeterince iyi olmadı
hiçbir şey yerinde değildi

ve hiç soru sormadı
hiçbir zaman
ve oturdu
kumsalın üzerinde
güneş sırtını yakarken
kusursuz bedenini izlediğimden habersizdi,
ince dudaklarını ve
göğüslerini izlediğimden habersizdi
her şey sona ermişti
ve belki de başlamamıştı
ve elimden bir şey gelmezdi
otsuzdum onsuzdum
kendimden bihaberdim
ve kelimenin tam anlamıyla
beş para etmezdim
ve döndüm
hakem hataları sürüyordu
her yerde,
ofsayta kalmaktaydım
son süratle
kaleciyle karşı karşıya bile kalamıyordum
bu evde,
devre arasında
soyunma odasına alınmıyordum,
topları bile toplayamıyordum
ve telefon elimden düştü
en sonunda,
ve geçmiş suratıma en sert şutunu çekerken
elim kasıklarımı tutuyordu
ve sertleşiyordum
aletimden daha çok
ve her şey sertleşip
bana giriyordu


tozasor

Hiç yorum yok: