Sonra çok sonra benden önce tüm gidenleri bir çırpıda
görebileceğim bir uzaklıktan baktım..hepsine ilk okun kıvrımı gibi ateşle
karşılık verdim…hepsi bizden geriye kalanlardı işte…sonra çok sonra bende
anılar biriktirir oldum…çünkü sığamaz bir biçimde gölgeler damlıyordu
bavullarımdan…daha ne kadar saklayabilirdim ki ve de onlar daha ne kadar
saklanabilirlerdi…bilemiyordum çünkü kesif bir koku yayılıyordu çünkü en ince
ayrıntısına kadar o tepede öylece bekleşebilirdim…öyle de yaptım…en sabırlı,en
titiz halimle bekledim…tüm o sarmal geçişler gibi ..tüm o siber ağlarla
donatılmış hayatlarımız gibi..tüm o bilinçsiz bir bilincin ince akışı gibi
bekledim…gelenler benden sandılar …gelenler bu koku benden dediler…onlara gülüp
geçtim…onlara açıklamayamazdım…açıklanamaz olgularım vardı benim…biliyorlardı
tüm bunları ama yine de işte inceden bir umut yapışır ya insanın yüzüne onlar
da öyle yaptılar…çünkü son umutlarıydım onların…son istemsiz hayatları bendim
neden yanımda durmasınlardı ki…durdularda…dura dura durağan bir öğle yemeğinde
en tatsız yemekleri yediler tarafımdan hazırlanmış olan…çorbalar ılıktı…sütler
ılık…ara sıcaklar da bile bir isyan…ana yemek çoktan diskalifiye edilmişti
bile..buna rağmen yüzlerindeki o pis mutluluk halini bozmadılar…bozamadılar
nasıl bozsunlar ki…ben onların sonra çok sonrasıydım…hani ne mutlu ne sıcak bir
bekleyiş birisinin senin için sonra çok sonra olması…ileride bekleşen bir
şeyler var …geçmişe hem de geleceğe inatla tüküren ve de yine hınca hınç
topraktan inatla çıkan kış solucanları gibi bile değil…bekleştiler…biliyordum
çünkü hepsi yanıbaşımda,benim büyük
hareli ceviz soluyan masamda yaşandı…sonra çok sonra olmamı ne de çok
sevenlerin kurduğu bir dernek…hepsini eninden ve de boyundan öpebilirdim…ilk
aşk gibi kucaklaya kucaklaya o ilk devinime hazır ve de nazır bir bakışla umut
saçabilirdim…ama yapmadım,yapamazdım da…ağrıyan ve de gölgeler bulanan
bavullarımdan bahsetmiştim size …nasıl olsundu ki…olmadı da…biliyordum sonra
çok sonra olabilecekken hepsini öldürdüm …kucaklamak ve de öldürmek çok
yakışıklıydı ondan dedim bunun adı böyle…kucakla ve de yakıştır …yakıştır ve de
öldür…kanat ve de yine o melek kanatlarını giydir kollarına…kollarında ölüme
yakışan kanlı kanatlar…kollarında inceden sızan tüy gibi hafif, gece gibi derin
kanat boşlukları…evet evet boşluk demişlerdi ilkin adıma…hiç sevmemiştim .…nasıl
sevsem ah nasıl sevsem diye düşünmüştüm on gece üst üste ..sonra bana bir ışık
verdiler….dediler boşluğun bu ışıkla büyür …sen her gece o ışığı boşluğa
daldır…boşluğuna daldır gerisi gelir sonra o boşluktan solucanlar çıkar seni
büyütür ışık da seninle o boşlukta sevişir dediler…bende öyle yaptım
…26.gecenin sonunda denilen oldu ve de boşluğumdan solucanlar tüm güçleriyle
doğdular..ve de benim adım benimle boşluk kaldı…boşluk adım gibi oldu…boşluk
elimin gölgesi…o büyük yaratıcı gibi beni, benimle baştan yarattı…tüm
yaratılanların en ürküncü ve de yeni bir doğuma bile şaşkın gölge kokan
bavulların sahibi…evet boşluk dediler benim adıma ve de ondan sonra tüm
apartmanlar kendi boşluğunu keşfetti…görenler yine benden
bildiler…tapınasıcalar…tapınmayın durun demeye kalmadan kendilerini yüksek bir
aşkla ona karşı raks ederken buldular…sevinçli bir öğleden sonrası yemeği
yenide nüfuz etti ..ama beni masam olmadan hem de bensiz…düşünebiliyor musunuz
bensiz…çok kızdım….çokça korktum…bavullarımda hala kanlı gölgeler
vardı…biliyordum bitirecektim …biliyordum bensiz hiçbir işe yaramazdı o
apartman boşlukları…bensiz gölgelerini bile taşıyamaz,merdivenlerinden aka aka
durulmazdı gölgeyle karışık ruhları….her kapıyı çaldım…her açana benim adım
boşluk unuttunuz mu beni dedim…beni görenler ilkin ruhsuz ve de kıpırtısız
baktılar yüzüme sonra sonra hatırladılar…ama yüzleri ekşidi hepsinin…elimde
bahara ait taze tomurcuklar ve de iyi öğleden sonrası yemekleri bile olsa yine de sevmeyeceklerdi beni artık…o an anladım…o an, sonra çok sonra
oldum yine..içimdeki boşluk gitmişti…adım boşluktan, yine sonra çok sonra dönüşmüştü…biline biline bilinmeyeni oynadım…içimde ne varsa her şey gitmişti…asıl
boşluk bu muydu…bunu mu sevdiler …o zaman neden adımı boşluk koydunuz,neden
adımı bununla özdeş kıldınız dediğim gecelerin sayısını unuttum…tüm bavullarımı
boşalttım yere bir sürü kanlı gölge düştü..bir sürü gölge adımı
haykırıyordu..kahkahalarını duyabiliyordum…benimle alay ediyorlar,elleriyle
gözleriyle her şeyleriyle üstüme geliyorlar,duvarlara sıkıştırıyorlardı beni…bavullarımı
alıp apartman boşluğuna kaçtım…apartman boşluğu gözlerini açtı….uykudan uyanmış
gibi gözlerini kırpıştırdı…bana “sonra
çok sonra, adını geri al” dedi…sonra gözlerini tekrar kapattı…bağırdım aç
gözlerini ne olur aç nasıl ama nasıl olacak dediysem de açmadı…tüm duvarlarını
elimle yokladım…herhangi bir kapakçık,herhangi bir kıpırtı aradıysam da nafile
düştü çabam…sonra çok sonraydım hala…ama yine o boşluk olmalıydım…bavullarımı
korka korka açtım…içinden hiçbir gölge çıkmadı…sevindim…tam geri kapatacakken
birisinde bir silah gözüme ilişti…silah,düşünebiliyor musunuz bir silah…ürkekçe
ama yine de kendimden emin o soğuk makinayı elime aldım…kullanmasını
bilmiyordum ama ne gerek vardı…hem nasılsa ben hala sonra çok sonraydım….bilmem
gerekmezdi..adımın yanına iliştirebilirdim bunu…adımın aynısı gibi soğuk bir
makine oluverirdim…altı kurşun saydım…altı kurşunla tüm onları öğleden sonrası
yemeğine çıkarabilirdim…öyle de yapacaktım…biliyordum bu bir oyundu…biliyordum
çünkü adımı geri alabileceğimi inceden sezmiştim…tüm kapıları tek tek çaldım ve
de her açanı o boşlukla tanıştırdım…5.kişide boşluğumu bana geri verince
tamamlandım…artık sonra çok sonra değildim…yine boşluk olmuştum..hem de yeni
pırıl pırıl bir boşluk…merdivenlerden gölgeler akıyordu…merdivenlerden gölgeler
sızıyordu…ayaklarımın altından inceden aka aka ilerliyor, beni yeni bir doğuma
hazırlıyorlardı…tüm bavullarımı doldurdum ve de apartman boşluğuna veda edip
kendimi asıl olana ya da asıl olmayana ya da adına her ne deniliyorsa oraya
attım…asıl geceyle ilk o zaman tanıştım…asıl geceyle ilk o zaman
konuştum…15.günün sonunda bana “adını
geri almışsın boşluk” dedi..sığındığım gece adımı söyledi…içim ışıdı...içimde
yine bahara ait taze tomurcuklar yeşerdi…tüm o gölgelerim olsa onlar bile
sevinirdi buna biliyorum ama onları geceye vermiştim…karşılığında da o bana
adımı söyledi işte…biliyorum hepsi benim içindi..yaşamaları benim için…ve de o
bavulların içinde gölgeler adım için…o boşluk için…pırıl pırıl bir boşluk
içindi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder