Fotoğraf: Sezen Yalçınkaya

KALAN

Sarıdır göç
Bırakır onu göçer…

Anmalar o uzun,
Anlamalar ne kısadır!
Ezberden yatıştıramaz atlar koşmayı
Aşk mı?
Yaşanmamış bir anımsamadır…

Öyleyse söz gereklidir
Öğleyse cibinliklerde çocuklar uyumakta
Öndeyse yalnızlığıyızdır bir şövalyenin
Sevdalar çarpar,
Sevdalar çarpar ölür zırhımıza…

Aksettikçe dağlardan,
Kanayan bir soru vardır;
Çarpıp çarpıp ıssızlığa
İkilenen, üçlenen, hiçlenen…
Nerdeyse artık uçurumların bir cazibesi vardır
O göksel kuşların,
Yüksekliğe daha bir görkem kattığı.

Neyi taşırırsa nehre düşen son damla,
-Gözlerin o vakitlerdir -
O vakitler ki, bir ağlama duvarıdır can evimde
Gün ışığı bir sevinçle sevince bile,
Rengidir acıların yalnızca değişen
Ta ki, yüreğimizi bölünceye
Hüzünle/şen akşamlar…

Göğe kendini tanıtır elbet,
Saf ve kendi kendini oluşturmuş kuyu:

Arıdır su
Bırakır onu
Yağmur
Diner…










Şiir ve Fotoğraf:

Fetih DOĞRU

Hiç yorum yok: