Fotoğraf: Sezen Yalçınkaya

Bir(adam ve kadın)






Fotoğraf:Barış PARLAN


"Yürüdüğünden pişman yürürdü bazı geceleri.Ne zaman nedenini bilmediği bir hüzün hissetse, şehir tesellisi olurdu.Uzun uzun bakardı şehrin ışıklarına. Her şair gibi şiirler yazardı kendine.Hayaller kurardı kimi zaman,yaşamak için." Oturdu Adam yalnız bir banka, yalnızlığına anonim bir ortak arar gibi.Yalındı bank, yalnızdı Adam.Bir türkü olsa şöyle kimin yazdığı bilinmeyen, belki yankı bulurdu Adamın ıslık sesinde. Uzaklara baktı Adam, gecenin derin karanlığına.'Kim bilir hangi çocuk kırılgan bir umut bağlamıştı şu yıldıza?Kim bilir kaç aşık adaklar adayıp pırıltılı gözlerinden parlak yıldızlar dökmüştü geceye?Yıldızlar mı insanlar için varolmuştu; yoksa insanlar mı yıldızlar için?' İçindeki isyankar alev söndüğünde Adam sessizdi,gece suskun.Sorular cevapsız... "Omuzlarına erişmeye yılları olan kısacık saçları simsiyahtı.Gecenin örttüğü sarı bir sonbaharda simsiyah saçlarıyla öylesine yürüyordu.Yürümek hiçbir sorunu çözmüyordu bazı sonbahar gecelerinde. Yalnızlık içten içe bir duyguydu ihanet gibi.Bir yığın arkadaşı vardı aslında, kendini yalnız hissederek ihanet ettiği.Kısacık saçları bir kadın için fazla aykırıydı belki; ama anılarındaki çocuk hala bir umursamzlık aramaktaydı..." Bir kadın geldi sonra,yalnızlıklarına ortak olmak istercesine anonim bir türkü tadında.Hiç kurtulamayacağını sandığı bir sandık dolusu geçmişi vardı Kadının.Adamınsa düş kırıkları.İkisinin de evcil yaraları vardı,hani hiç kapanmayan; ama hiç de acıtmayan. Kadın tuhaf bir hisle adama baktı.Sanki yine aynı yolun başındaydı.Tüm duygularını geçirdi aklından.Sıkılmıştı artık hüzünleriyle yorulmaktan. Uzaklara baktı Kadın.Yüzünde geceye özgün üzgün bir ifade.Bir aşk yaşamak için erkendi; sadece arkadaş olmak içinse çok geç.Yaşardı gece, yaşlandı gözleri.Bir çiğ düştü çimlere,bir çığ gibi... -Ne tuhaf, dedi Adam.Gözlerinizdeki mavi bu şehre çok yakışıyor, bu şehre şiir yazılacaksa içinde mutlaka siz de olmalısınız. -Ne tuhaf,dedi Kadın.Biri bu şehre şiir yazacaksa;o,mutlaka siz olmalısınız. -Şiir misiniz? dedi Adam. -Şair misiniz? diye cevapladı Kadın. Duraksadı Kadın durdu Adam.Hayatın seyri değişti dünyada.Başını öne eğdi Kadın,gülümsedi içinden.Adını koyamadığı bir duyguya şahit oldu gece.'konuşmak' kelimesi hiç bu kadar güzel bir eyleme isim olmamıştı bu ana dek.Belki de bunca zamandır farklı pencerelerden aynı şehre bakıyorlardı, birbirilerinden habersiz.Belki de dertlerini ortaklaşıyorlardı sedasız sessiz. "Mutluluk çoktan silinmiş bir yazıydı;yıllar önce buğulu bir cama yazdığı." Avuçlarına baktı Kadın,ellerindeki izlere daha bir dikkatlice.Utançtı Kadın,utandı Adam.Bir rüzgar esti her şeyi temizlemek istercesine.Olmadı; her şey yine aynıydı. -Buraya ait olamazsınız, dedi Adam yavaşça.Amacı incitmek değildi, yardım etmeye çalışıyordu. -İki insan aynı rüyayı görse,bir rüyada yaşasak, dedi Kadın.Mutsuzdu.'İnsan kendi hayallerinde bile yaşayamıyor,yazık.'Hayallerinin gerçek olmasını istemiyordu.Gerçeklerin hayal olması peşindeydi.
Kırıktı hava,kırgındı Adam.Adam ölesiye bağlıydı hayata,Kadınsa bir ölü kadar uzak.İkisi de sessizdi şimdi.Ansızın,yeşil kanatlı bir kuş geçti önlerinden kafesinden yeni kaçmış gibiydi. -Hayır, dedi Adam.'Bu olamaz.'Hayreti yeşil kanatlı bir kuşa değildi.Yüzü bir hasta gibi solgundu şimdi.Kadınsa farklıca bir rahatlık içindeydi. -Sen aslında... ,diyebildi Adam.Sözünü tamamlayamadı.Bir umutla Kadına baktı, bir söz bekledi. -Üzgünüm,dedi Kadın. Adam vazgeçti,umutları ellerinde bir avuç gözyaşı.Adam toparlandı etrafına bir daha,bir daha baktı.Her şey kendisine aitti! Güldü trajikomik hayatına.Nefretle kalktı banktan.Ayaktaydı.Gözlerini sıkıca yumdu.Uyanmak istiyordu artık. Kahkalarında boğuldu dünya.Bir gün geçti bir hikaye ortasında. Adam sıçrayarak uyandı.Masasında bir kalem ve bitmemiş bir hikaye...Nefret etti tüm yazdıklarından,fırlattı kalemini duvara.Ceketini aldı sandalyesinin arkasından.Bir hırsla çarptı kapıyı.Yürümek istiyordu,bu sefer gerçek bir yolda... Bank bitmemiş bir hikayenin ortasında, yine yeniden yalnızdı.Kadınsa, hayal dünyasında gerçek yaşamı aramaya devam ediyordu... "Her şeyi kırabilir ve her olanı haykırabilirdi şair, yorulmasaydı..."



SONER

1 yorum:

rose of sharon dedi ki...

'Ne tuhaf, dedi Adam.Gözlerinizdeki mavi bu şehre çok yakışıyor, bu şehre şiir yazılacaksa içinde mutlaka siz de olmalısınız. -Ne tuhaf,dedi Kadın.Biri bu şehre şiir yazacaksa;o,mutlaka siz olmalısınız. -Şiir misiniz? dedi Adam. -Şair misiniz? diye cevapladı Kadın.'

burayı cok sevdim...